Kapadokya Ultra Trail 60K koşusuna katılmak, evet iyi ki yapmışım dediğim, hayatıma dair verilmiş doğru kararlardan biri oldu...
Yarışı düşündüğünüzde içinizi saran heyecan, telaşsız tatlı bir sükunetin yaşandığı bu bölgede eriyip gidiyor. Kapadokya'nın büyülü sokaklarında gezerken aldığınız haz tarifsiz... Büyük bir huzur içinde hazırlıklarınızı yapmaya başlıyor ve büyük günün gelmesini bekliyorsunuz...
Evet, şimdi hızlıca neler yaptığımı neler yaşadığımı sizler ile paylaşmak istiyorum...
17 Mayıs'da katıldığım 45k Çekmeköy maratonunun ardından ayrıca bunun ilk uzun maratonum olduğunu söylemekte fayda var. Bir kaç gün sonra kaşınmaya ve daha uzun birşeyler yapmaya karar verdim. Biraz araştırınca Kapadokya Ultra koşularını buldum ve kendime uygun olduğunu düşündüğüm 60K'a hemen kayıt oldum eğer bir tavsiye isterseniz kendinize bir hedef belirlemek çok önemli böylece kafanızda hiçbir soruya yer kalmıyor 6 ay sonra 60k koşacağınızı bilmek dışında, böylece programımı çizmiş oldum.
Yol bisikletçiliğini çok sevdiğim için koşuya hemen geçmedim büyük bir risk alarak Ağustos sonuna kadar bol bol bisiklete bindim ve çok kısa koşular yaptım bu dönemin ardından Eylül 1 itibari ile bisikleti yerine kaldırıp koşmaya başladım kafamda ilk 3-4 hafta haftada 50k'lık antremanlar vardı ardından yarıştan bir önceki haftaya kadarda haftada 80K'a çıkmayı planlamıştım son güne kadarda antremanlarımı bu doğrultuda yaptım haftada 1-2 gün Aydos'da arazide koşmaya çalışırken 1 kerede 32K koştum. Haftada bir gün en az 20K koşmaya özen gösterdim fırsat buldukça yokuş çalışmayı istiyordum ama buna vakit bulamadım ve bence en büyük eksiğim bu oldu. Genelde antreman ayakkabısı olarak fiyatı da makul olan Nike Wild Trail'leri kullandım bence fiyat performans harika... yarış için daha önce aldığım fakat ilk koşumda hasar gördüğü ve firma ile anlaşmazlığa düştüğüm için kullanmak istemediğim Salomon SpeedCross 3'ler ile koşmak zorunda kaldım bu kadar uzun mesafede Nike'lara güvenemedim açıkcası. Salomonlar uzun süre iyi gitti ancak çamurdan dolayı iç tabanı yamuldu ve son 25k'ı iç tabansız koşmak zorunda kaldım fakat bu durumda bile yarışı fazla hasar almadan tamamlamamı sağladığını söyleyebiliriz, '' Yiğidi Öldür Hakkını Yeme '' Yarıştan önce forumlarda birçok kişi arazi ayakkabısının zorunlu malzeme olmasına isyan ediyordu ancak bence bu yarışa katılırsanız mutlaka arazi ayakkabısı ile katılın gerçekten zemine tutunabilmek çok önemli oluyor. Yarıştan önceki haftanın başında bir kez 7K bir kez de 5K koştum son 3 gün ise resmen yattım...
Zorunlu malzemelerin çoğunu Decathlon Spor mağazasından temin edinebiliyorsunuz çanta vs. birçok şey var ben jel ve protein bar gibi gıda takviyelerini bile oradan sağladım fakat gıda takviyelerini mutlaka önceden deneyinki mideniz bu ürünlere alışsın. Yarışta baton kullanmadım ama kullanmak faydalıda olabilir bu size kalmış.
Otel olarak Kapadokya Taş oteli seçtim fakat bu seçimi tamamen şansıma güvenerek yaptığım için tavsiye konusunda riske girmek istemiyorum eğer beklentileriniz yüksekse tercih etmeyin benim için sadece uyuyabileceğim, sıcak suyu ve kahvaltısı olan bir otel yeterli idi. Çalışanları ellerinden geleni yaptılar ve koşucular için sabahın 5'in de kahvaltımızı hazırladılar daha ne olsun...
Ben büyük bir hata yaparak kahvaltıda taze ekmeğe saldırdım ve günün en büyük hatasını yapmış oldum, ne olur siz yarış öncesi gıda planlamasını iyi yapın...
Ve yarış............
Kafamda 3 strateji ile yola çıktım.
1. Hep eğlenecektim...
2. Gaza gelip tempomu bozmayacaktım...
3. Tempom 7 - 8 pace arası olacaktı...
*** Sonuç ***
1. Çok eğlendim her koşulda tadını çıkartmak için elimden geleni yaptım, acıyı keyfe dönüştürmeyi başardım. Tur programı ile görülemeyecek yerleri gezdim ve inanılmaz bir parkurda yarıştım.
2. Gaza gelip tempomu bozmadım.
3. Tempoyu tutturdum ancak kontrol noktası beklemelerini hesaba katmadığım için 1.5 saatlik bir fark oldu kafamdaki bitirme süresi ile...
Bence koşuyu seven herkesin bir kez mutlaka denemesi gereken bir yarış, bence hedefinizi belirleyin ve bu güzel yarışın tadını çıkartın...
Tüm gönüllü arkadaşlara, Organizatörlere ve The North Face'e teşekkürler...
Otel olarak Kapadokya Taş oteli seçtim fakat bu seçimi tamamen şansıma güvenerek yaptığım için tavsiye konusunda riske girmek istemiyorum eğer beklentileriniz yüksekse tercih etmeyin benim için sadece uyuyabileceğim, sıcak suyu ve kahvaltısı olan bir otel yeterli idi. Çalışanları ellerinden geleni yaptılar ve koşucular için sabahın 5'in de kahvaltımızı hazırladılar daha ne olsun...
Ben büyük bir hata yaparak kahvaltıda taze ekmeğe saldırdım ve günün en büyük hatasını yapmış oldum, ne olur siz yarış öncesi gıda planlamasını iyi yapın...
Ve yarış............
Kafamda 3 strateji ile yola çıktım.
1. Hep eğlenecektim...
2. Gaza gelip tempomu bozmayacaktım...
3. Tempom 7 - 8 pace arası olacaktı...
*** Sonuç ***
1. Çok eğlendim her koşulda tadını çıkartmak için elimden geleni yaptım, acıyı keyfe dönüştürmeyi başardım. Tur programı ile görülemeyecek yerleri gezdim ve inanılmaz bir parkurda yarıştım.
2. Gaza gelip tempomu bozmadım.
3. Tempoyu tutturdum ancak kontrol noktası beklemelerini hesaba katmadığım için 1.5 saatlik bir fark oldu kafamdaki bitirme süresi ile...
Bence koşuyu seven herkesin bir kez mutlaka denemesi gereken bir yarış, bence hedefinizi belirleyin ve bu güzel yarışın tadını çıkartın...
Tüm gönüllü arkadaşlara, Organizatörlere ve The North Face'e teşekkürler...
Daha çok ayrıntı var ancak bunları sizin keşfetmeniz zaferinize ayrı bir renk katacak, başka bir Ultra'da görüşmek üzere, şimdi biraz fotoğraf...
Son hazırlıklar |
Yarış öncesi Ürgüp turu...
Yarış anlarından fotoğraflar ekleyemedim açıkcası durup foğraf çekmek istemedim ancak bu görsellere yarışın resmi sitesinden ulaşabilirsiniz.
Gün doğumu ile birlikte yarış başladı... |
Bu fotoğraf The North face Kapadokya Ultra Trail arşivinden alınmıştır. |
Bu fotoğraf The North face Kapadokya Ultra Trail arşivinden alınmıştır. |
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız