Ana içeriğe atla

ALANYA ULTRA TRAIL 2019 / 72k 3720elv.

Sanırım Düşündüğümden Daha Zor Olacak...


Alanya ultra maratonu Türkiye turizmin gözdelerinden olan ilçeye harika bir manzara sunan Kızıl kulenin sahille buluştuğu noktadan başlıyor... Alanya ultra parkurları 17km 945m+ / 28km 1600m+ / 48km 2690m+ ve 73 km 3720+ yükseklik kazanımına sahip yarışlardan oluşmakta ve organizasyon herşeyin sorunsuz işleyebilmesi adına elinden geleni yapmakta; kit dağıtımından, parkurların yoğun bir şekilde işaretlenmesine, kontrol noktalarının koşucu dostu olarak çalışabilmesine kadar herşey mevcut. Evet genel bilgileri hızlıca geçtiğime göre Alanya'ya nasıl ulaşılır ne yenir gibi konuları size bırakıp hızlıca konuya giriyorum...
İlk bölüm sakin bir şekilde kalabalık koşucu kalabalığı güruhunun içinde kalenin zirvesine yaptığınız mecburi sakin bir tırmanışla başlıyor, hemen ardından iniş ve toplamda 5km gittiğiniz düz yoldaki sahil koşusunun ardından 1.kontrol noktasına selam verip yaklaşık 200mt sürecek muz bahçesi geçişiniz başlıyor eğer organizasyon fotograflarını seviyorsanız dikkat edin bahçe çıkışında ajan gibi yerini almış fotoğrafçılar ünlü muz bahçesi geçişi için deklanşörlerine basmak için sizi bekliyorlar, benim büyük ihtimal berbat bir fotoğrafım olacak çünkü durdurulamaz şekilde tuvalet ihtiyacım peydahlanmıştı ve arkamı dönüp çıkışa geçtiğimde objektiflerle burun buruna geldim ama istifimi hiç bozmadan 7 kilometrede 996mt irtifa toplanılacak 2. bölüme başladım ancak işte burada fark ediyorum ki yarış sanırım düşündüğümden daha daha zor olacak...

Batonları ilk kontrol noktasından hemen sonra açtım ve ilk kez yanımda olduklarına dua ettim ama bazen diğer yarışmacılarında taşıdığına sevinemiyorum yahu şu batonları kullanmadığınız zaman sivri ucu arkaya gelecek şekilde taşımayın birgün arkanızdan gelen birini yaralayacaksınız neyse başıma bir iş gelmeden çok az koşma içeren ve tamamını tırmanmak zorunda kalacağınız bölüm başlıyor. Zeminde sorun yok ama dik eğim oldukça zorluyor açıkcası hiç şikayetim yok bacaklarım kuvvetli minik minik beslenmeyi unutmadan susuz kalmadan mis gibi kekik kokulu bölümde ilerliyorum hatta birkaç tane manzara fotoğrafı bile çekiyorum ama tırmanış bitmiyor bir türlü, sağ sol sağ sol bacaklarınıza ritm vere vere sonunda kontrol noktasına ulaşıyorsunuz. Eğer bir tavsiye isterseniz antrenman yaptığınız yerde dik ve koşulamayacak bir yokuş bulun ve çıkın çıkın çıkın, durmadan çıkın...

Bundan sonrası kolay 772mt. irtifa, 12.5km mesafe, ohhhh bir öncekine göre çocuk oyuncağı yada değil tabii ki kesinlikle değil, ara ara yapacağınız minik koşular haricinde durmadan tırmanmaya devam, üstelik acımasızca... Aklıma yazacak hiçbir şey gelmiyor yok yok hatırladım bu kısımları tırmanma tempomu bulup önümdeki koşucuları yakalayıp geçmeye ayırıyorum, bugün benim günüm olmalı iyi tırmanıyorum ardından kontrol noktası biraz soluklanma ve oyalanmadan gelsin minicik bir tırmanış...

Diğer noktaya minnak bir mesafe, 6.5km. ve  506mt irtifa. Bu bölüm zirve tırmanışı bölümü, buralarda yok birini geçeyim yok fotoğraf çektireyim, yok yok su içmeye bile eğilemiyorsunuz beslenmek bile zor, kaya tırmanışını andıran bitmek bilmeyen bir zirve çıkışı, anlatacak birşey yok çok ileri bakmayın başınızı kaldırmadan efendi efendi ilerleyin yoksa vallahi zirve çarpar insanı. Zirveye güç bela ulaşınca burada sadece su desteği var hemen su takviyesinin ardından inişe geçecegim ama manzaraya dayanamıyorum ve biraz görsel topluyorum...

Ya işte böyle zirve çıkışını yaptığıma göre artık yarışın basit kısımlarına geçebilirim, 472mt yükseklik kazanımı 7km. mesafe ardından gelsin eşya bırakma noktası, insan birşeylerin kolaylaşacağına inanmak istiyor sanırım ama ultra bunun olmadığını hatırlatmaktan hiç kaçınmıyor biraz indikten sonra aralardan derelerden yine ve yeniden tırmanmaya başlıyorsunuz, aklımda deli sorular, bu kontrol noktasında kıyafet değistirmelimiyim ne kadar oyalanmalıyım, genel kanaatim kıyafetlerim temiz, çoraplar iyi durumda zaten yarış ondan sonra neredeyse bitiyor yarısından fazlasını geçmiş olacağım en iyisi oyalanmadan çıkayım, artık tek hedef kontrol noktası sonunda varıyorum fakat istasyona girdiğimde harika fırın patatesleri ve peynirli enfes makarnayı görünce aman iki dakika soluklansam birşey olmaz deyip hemen saldırıyorum, o arada görevliler eşyalarımıda getirince oldu olacak tshirt değiştirip tazelenmeye karar veriyorum iyi de yapmışım açılıyorum  ardından hemen koyuluyorum yollara...

Bu bölümde parkur sizi düz ve koşulabilir bir alanda karşılıyor ancak eğer koşabiliyorsanız..  Maalesef bacaklarıma ağrılar eşlik etmeye başladı düz alanda koşuya geçemiyorum en iyisi bugün en iyi yaptığıma hızlı yürümeye geçeyim. Bir süre sonra önümdeki iki arkadaşı yakalıyorum Fatih ve Turgut, tempoları bana iyi geliyor müsade isteyerek onların arkalarından devam ediyorum, kah koşarak kah yürüyerek 50. kilometredeki kontrol noktasına varıyoruz bundan sonrası iştahımızı kabartıyor sadece 261 metre tırmanış ve 9 km. mesafe, fazla oyalanmadan devam ediyoruz batonlarım hala açık gözlerim karşı tepeleri kesiyor acaba hangisi masmavi denizin kapılarını aralayacak derken derin bir iniş başlıyor, masalsı iniş kendinizi antik bir tiyatroda hissettiren kayalık, kaygan bir sahneye adım atmanızı sağlıyor ancak iniş bitmiyor ve bundan sonrası batonlarla devam etmek için tehlikeli, batonları kaldırıp devam ediyorum ve sonunda tekrar tırmanmaya başlıyoruz üstelik upuzun bir tırmanış insanın içini hafiften bir heyecan kaplıyor bitmiştir canım o kadar tırmandık  261 mt. irtifa bitmiştir diyorsunuz ama nafile, tekrar iniş ve tekrar tırmanış sevinmenize fırsat vermiyor, 3 yorucu tırmanış ardından 59.km. kontrol noktasına varıyoruz. Burada hızlıca birşeyler atıştırırken hafiften bir üşüme hissediyorum oyalanmak istemiyorum Fatih ve Turgut ile vedalaşarak tekrar yürümeye başlıyorum kısa bir süre sonra yol en sevdiğim halini alıyor keçi patikaları başladı koşmayı deneyince anlıyorum ki vücudum tekrar toparlamış hızlanıyorum önümde 10 kilometrelik bir iniş var ve ben deli gibi koşuyorum, koşabildikçe aldığım haz artıyor yavaş yavaş asfalt yol ayaklarımın görünmeye başladı artık hedef 69.kilometredeki kontrol noktasında oyalanmadan kendimi uzun Kleopatra plajında yapılacak koşuya hazırlamak neyle karşılaşacağım hakkında en ufak fikrim yok fakat kaçış da yok ve kumda koşum başlıyor bir süre suya yakın koşup sert kumda ilerlemeye çalışıyorum fakat dalgalar kuvvetlendikçe zemin kayganlaşmaya, batmaya ve ıslanmaya başlıyorum, daha yukarıda daha kuru kumda koşmalıyım derken hızlıca kuma saplanıp yürümek zorunda kalıyorum hem de ne yürüyüş, karşımda tırmanacağım 100mt. irtifalı Kızıl kule; koşsam yakalayacağım ancak imkansız bacaklar kumda iyice ağırlaştı, sürüne sürüne tırmanış yapılacak noktaya geliyorum ve bunca yorgunluk yetmezmiş gibi karşımda bir merdiven, o merdivene sarkıtılmış bir halat, halatı yakalayıp ayaklarımı güvenli bir yere koyduktan sonra ardıma bakmadan beni Alanya teleferiğine, oradan da kalenin zirvesine ulaştıracak tırmanışıma başlıyorum...

Zirveye sorunsuzca ulaşıyorum, asıl çile inişde başlıyor inmeniz gereken yeri gördüğünüz halde rota sizi denize paralel olarak yavaş yavaş hedefinizden uzaklaştırıyor, parke taşlı yollarda dolanıp duruyorsunuz sonunda evlerinin önünde keyifli sohbetler yapan mahallelinin sesleri size artık sona yaklaştığınızı anlatıyor ve sonunda gönüllülerden gelen o harika ses: abi 200 metre kaldı haydi haydi... Evet son bir kaç adım ve artık en güzel metrelerdeyim alkışlarla bu harika bir ultra maraton daha sona eriyor... 
Her anında ben çok zorlu bir parkurum ben güçlü bir yarışım diyen zorlu mücadeleyi çektiğim her güçlüğe rağmen ayakta alkışlıyorum. Her dakikasından, her zorluğundan büyük keyif aldım, teşekkürler Alanya ultra trail...

Yarıştan sonra neler oldu...
Koşunun son bölümlerinde Aydos537'den takım arkadaşımız Harun alışır ekibimizin harika ağabeyi Metin Özvarna'nın yaş grubunda 3ncü olmak üzere olduğu müjdesini verince uzun parkuru yine başarı ile tamamlayan diğer takım arkadaşım Alpaslan ile birlikte Metin ağabeyimizi kürsü töreninde alkışlayıp mini bir kutlama yaptık ardından neler mi yaptık kesinlikle hemen gidip uyuduk...

Yarış hakkında...
Bu yarış için katılacağınız parkurun eğim haritasına, cut-off saatlerine çok iyi çalışıp daha önce katıldığınız yarışlarla mukayese etmeden çok iyi antrenman yapmanızı tavsiye ediyorum sadece hız yada uzun koşular istediğinizi almanıza yetmeyecektir kuvvet çalışmaları yer yer çok daha önemli olacakken güçlü tepe tekrarları vazgeçilmez olmalı...

Ekipman...
Ayakkabı / Nike Terra Kiger / Benim için şahane...

Tshirt - Şort - Kompres Çorap / Kalenji / Benim için fevkaladenin fevkinde...

Baton Aliexpress Pionner Karbon Batonlar / Fiyat performans şükela...

Teşekkürler...
Sadece antrene olmanızı sağlayan kişilere değil sanırım herkese teşekkür etmek gerekiyor, özellikle benim gibi antrenman yapmaktan fenalık geçirip yarış stresi ile yaptığım sinirleri çeken herkese teşekkür ediyorum, sağolun varolun...

Eksikler
Aman hangimizin eksiği yok, rahat bırakın yahu eğlenmenize bakın... 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yorumlarınız

Bu blogdaki popüler yayınlar

Salomon Kapadokya Ultra Trail 116 KM 3400M+

YİNE YENİDEN GÜZEL KAPADOKYA… 2015 yılında Kapadokya Ultra maratonunda 60 km koşup finish çizgisine geldiğimde 110 km için hazırlananları izleyip, inanılmaz bu çılgınlık demiştim ancak kendime itiraf edemesem de içimde bir yerlerde bunu yaşama arzusu çoktan alev almıştı bile… ÜŞÜYORUM… Üzerinden 2 gün geçti, yarış 22 Ekim günü başladı, benim için 23 Ekim 05:40 da bitti. Bugün 25 Ekim ve ben hala üşüyorum düşündükçe de   içim donuyor. Neyse en iyisi baştan başlamak hadi 1 Ocak 2016’ya dönelim… HAZIRLIKLAR Bu yarışa hazırlanmanın en iyi yolu antremanların arasına yarışlar koymaktı ve ilki 16 Nisan tarihindeki İznik Ultra 80k oldu. Bu yarış için 3 aylık bir program uyguladım ardından 3 yarışa daha katıldım Mayıs ayında Çekmeköy ultra 60k, 26 Haziran Sapanca ultra 50K ve son olarak Eylül ayında Kaçkar ultra 64K . Doğa harikası Kaçkar ultra zorluk derecesi ile gerçekten müthiş bir antreman olmuştu fakat yarattığı yorgunluk 1 ay sonra başlayacak Kapadokya ultra

ÇEKİRDEK - Salomon Kapadokya Ultra 30K- 2017

Senin için çekirdek yemek kadar kolay, kulağa hoş geliyor aslında, koş gitsin, sen ne kilometreler katettin bunumu yapamayacaksın, belki de yapamam belki de yaparım, haydi bu sefer de hislerimiz üzerinden bir ultra koşuya bakalım... Salomon Kapadokya Ultra 30K- 2017 120 kilometrelik Utmb/Tds maratonum 1 Eylül'de sona erdiğinde sıradaki hedefim aylar öncesinde belliydi, Türkiye'nin en iyi yarışlarından biri olan Kapadokya Ultra maratonunda 60k koşacaktım ancak daha önceki yıllarda 110k ve 60k parkurlarını tamamlamış olduğumdan 36k'da koşmaya karar verdim böylece hem tüm parkurları tamamlamış olacak hem de kendime daha kolay bir koşu ile ödül vermiş olacaktım. Kazın ayağı böylemi bunu daha sonra anlatacağım şimdilik yarış öncesine dönelim... Yarışlara mümkün olan en erken tarih ve saatte gitmeye çalışırım, ortama alışmak son hazırlıklarınızı rahat rahat yapmak çok önemlidir, bu sebeble 20 Ekim sabahı erken bir uçuşla güzel Ürgüp sokaklarının havasını teneffüs etmeye

Latmos Ultra 2021

Bodrum-İstanbul güzergahındaki Bafa gölü, birçoğumuzun mola verip çaylarımızı yudumlayıp yolumuza devam ettiğimiz bir su kıyısı gibi akıllarda yer eder. Geçen haftaya kadar benim içinde öyle olan Bafa gölü, Limitsensin'in düzenlediği Latmos Ultra Maraton'una katılmamla bambaşka bir çerçeveye büründü... Bafa gölünün arkasına geçmenizle birlikte sizi kucaklayan eski Karia yolu, aklınızı başınızdan alıyor... Yarış 10/17/45k.lık oldukça tırmanışlı ve sert zeminli parkurlarda koşulmakta. Organizasyon genel olarak oldukça başarılıyken, Otel ve pansiyonların kendilerine daha fazla yatırım yapmaları gerekiyor bu sebeple konaklama konusunda beklentilerinizi çok yüksek tutmayın. İleride Turizm bakanlığının da destekleri, biz koşucuların bölgeye yapacakları tanıtımlarla belki daha sevimli daha konforlu bir hale geleceklerdir... Yarışçılara özel birkaç not düşmem gerekirse, zemini iyi tutan ayakkabılar şart bunun yanında 17k parkuruna katılacaklar o kadar zorunlu malzemeyi taşımamak is