Masalsı coğrafyası ile Ayder'in muhteşem yaylalalarında unutulmaz bir maraton...
İznik ultra ardından yeni hedefler belirme vakti gelmişti. Sezon sonu
yarışları arasından hemen dikkati çeken, daha önce hiç gezme fırsatı
bulamadığım Rize Ayder yaylalarında koşulacak olan Kaçkar ultra
maratonuydu. Yarışı inceledikten sonra hemen kayıt olmaya karar verdim
böylece bu maceranın ilk adımları atılmış oldu. Hazırlık olarak mayıs ve
haziran aylarında koşulacak olan Çekmeköy 60k ve Sapanca 50k maratonları hem
zorlu hem de ciddi bir antreman fırsatı olacaktı. Temmuz ayını hafif koşu
,yüzme ve bisiklet antremanları ile geçirdim. Ağustos koşu ağırlıklı
geçerken eylül ayında yapılan yüklemeler ile artık yarışa hazırdım yada
hazır olduğumu ummak istiyordum...
Ve Ayder...
Ayder'e havayolu ile ulaşım trabzon üzerinden yapılmakta, Trabzon'dan Ayder'e ulaşmanız ise 2 saati buluyor.Aydere adım atar atmaz inanılmaz bir manzara sizleri karşılıyor: Ahşap
yapıları, sisli Kaçkar dağları, gürül gürül akan şelaleri ile yeşilin
her tonu ayaklarınızın altına seriliyor, baş döndürücü havasını içinize
çekmeye doyamıyorsunuz...
Konaklama için turizm firmasının 3 tavsiyesi oluyor: Haşimoğlu ve Natura Lodge daha kurumsal yapıdaki oteller, eğer ben daha samimi bir otelde
konaklarım derseniz benim kaldığım Zafran oldukça eğlenceli: İçeri
galoşla giriyorsunuz... Bunu biraz da samimiyetlerini, rahatlıklarını anlatmak için yazdığımı belirteyim. Bununla birlikte, hem personeli hem sahipleri aynı kişiler, çok da içtenler, küçük
bir aile oteli yani. Fiyatları 3'ünün de aynı bu yüzden tercih sizlere kalmış
. Zafran konfor aramayıp samimi bir otel arayanlara diğer 2si otelcilik
hizmet ve kurallarını daha kurumsal bir şekilde almaya çalışanlar için
uygun olacaktır.
Aydere yarıştan 2 gün önce gittim, hem iklime alışmak hem de şahane
manzaralarda gezmek için iyi bir fırsat oldu. Böylece yüksek rakıma
alışırken temiz hava ve doğanın tadını çıkarıyordum. Yarıştan önceki gün tesadüfen tanışıp çok iyi anlaştığımız Giray ve Furkan ile küçük bir yayla turu ardından, malzeme kontrolünü yaptırıp dinlenmeye çekildim.
Yarış sabah 05.30'da başlayacağından gün hepimiz için 03.00'da başladı. Kahvaltı sonrası transfer araçları ile yarışın başlayacağı çinçiva köprüsüne
doğru yola çıktık...
Start
|
copyright@organizasyon |
Kötü hava koşulları 2 gün öncesinden belli olunca, organizasyon
tehlikeli olduğunu düşündüğü parkuru, 2550 mt irtifalı başka bir rotaya
çekmişti ve beklenildiği gibi oldu yarış yoğun bir yağmur altında
başladı. 15km kadar yağmur altında süren tırmanışımız yavaş yavaş yerini
kar yağışına bırakmaya başlamıştı işte o anlarda ekipmanın önemini
anlamaya başladım, zorunlu malzemelerden kapşonlu yağmurluğun su
geçirmez olması çok önemliydi ve benimki tamami ile su geçirerek bu
konuda berbat sınıfına girmeyi başarmasına rağmen, manzaralar, tepedeki
karlar o kadar güzeldiki ıslak olmak umurumda değildi, durmadan devam
ediyordum. Hazindak yaylası kontrol noktasına ulaşmak için girdiğimiz
patika tırmanışı, fantastik bir film gibiydi, karla kapanmış patika, her
adımınızda başka bir sürprizle sizi karşılarken sanki her an her köşeden
bir masal kahramanı çıkacak hissi ile yürüyordum. Yoluma çıkan
devrilmiş kocaman ağaçların, kaya parçalarının, ağaç köklerinin
üzerinden atlarken bir yanımda Hobbitler bir yanımda Elfler bana eşlik
ediyordu sanki... Ardından, bir anda bembeyaz karlar içinde bir yokluk
ile karşılaşıyorsunuz , içinizi biraz heyecan biraz da tedirginlik
kaplamışken yaylaların o güzel mimarisi ile süslenmiş küçük bir köy
sizleri karşılıyor. Artık Hazindak'tayız, hemen birşeyler atıştırıp
2550 mt yükseklikteki Amistal yaylasına doğru yola çıkıyorum bundan
sonrası yoğun tipi altında geçiyor yönümüzü gösteren işaretler yavaş
yavaş kar altında kalmaya başladığından genç arkadaşım Furkan Kaplan ile
düzeltebildiğimizi düzelterek yolumuza devam ediyoruz, zirveye
yaklaşırken Amistal yaylası evleri görünmeye başlayınca içinize büyük bir huzur doluyor ancak köyde büyük bir sürpriz ile karşılanıyorsunuz çünkü
olması gereken yerde kontrol noktası yok, köy bomboş ve yönünüzü
gösterecek işaretlemeler olması gereken yerlerde değil, inanılmaz bir
çaresizlik içindesiniz, gps rotaları olmadığından yalnız kalmak
çok ciddi sorunlara yol açabilir neyseki şans yüzümüze gülüyor ve
birbirine yakın sürelerde hareket eden 5 arkadaş birbirimizin şansı ve yeni
dostları oluyoruz. Nesrin, Furkan, Alpaslan ve Kadir ile mücadelemiz
devam ediyor, artık yollarda işaretlemeler yok, rehberimiz Kadir'in
sayesinde ilerlemeye devam ediyoruz ama neden yönlendirmelerin ve kontrol noktasının
olmadığı konusunda en ufak bir fikrimiz bulunmamakta, taki 40.km.e
kadar. O an yolda organizasyona ait bir araç belirdi, içinden çıkan görevli
yarışın kötü hava koşulları sebebi ile iptal edildiğini, bu yüzden de kontrol noktasının ve yönlendirmelerin olmadığını, eğer 7km ilerideki çayevine gidersek
orada dinlenebileceğimizi ardından bizi aldırabileceklerini söylediğinde
kısa bir şok geçiriyor, bir süre durumu değerlendirdikten sonra devam
etme kararı alıp yarışı tamamlayacağımızı bildiriyoruz.
Artık
organizasyon desteği olup olmayacağından bilgimiz olmadan, kar yağışı
altında çayevine ulaşıp, içeri girmeden ayaküstü birer çay içip hızlıca
devam ediyoruz. Hedef, yarış parkuruna münkün olduğunca uyum sağlayarak
finishe ulaşmak. Biraz kızgınlık birazda birlikte olmanın verdiği güçle
tekrar Hazindak'a ulaşıyoruz. Amistal'de olmayan gönüllülerin aksine
burdaki genç arkadaşlarımız görev yerlerindeler ve bizleri
ellerinden geldiğince geri kalan yolumuz için hazırlamaya çalışıyorlar
artık son 15km.deydik ve bu motivasyonla koşmaya, yürümeye, bata çıka
tırmanmaya devam ederken sonunda 3-4 km'lik bir iniş kalmıştı ancak doğa
adeta bugün bizleri kuru havada koşturmamaya yeminli gibiydi, kar yerini
yağmura bırakmış, sis ayaklarımızın altında dağları sarmalamaya devam
ediyordu. 1900 metreden 400mt.e kadar inip finishe
ulacacaktık yalnız yorgunluk arttıkça tempom düşüyor ve iniş kolay
olmaktansa ızdırap verici bir hale dönmüştü sonunda Alpaslan ile birlikte
gönüllülerin zil seslerini duymaya başladık son düzlüğe çıktğımızda bu
macerada sona eriyordu ve alkışlar içinde bitirdik, nasıl olduysa 64 km'lik
parkuru 70 km'de
tamamlamıştık ancak artık hiçbirşeyin önemi yoktu bitrmiş olmanın
inanılmaz huzuru ve yüzümdeki anlamsız gülümse ile madalyamı alıp ıslak
kıyafetlerden kurtulur kurtulmaz, otele transferi beklemeye başladım
artık tek hedefim, otel ve sıcak duştu. 12 saate yakın süren bu maratonun ardından, akşam arkadaşlar ile güzel bir sohbet, harika bir yemek ve kesiksiz bir uyku ile benim Ayder maceram da böylece sona ermiş oldu...
Öncelikle sabrınız için teşekkür ederim. Genellikle
raporlarımı çok fazla düşünmeden o an ki duygularımla yazmaya
çalışıyorum bu yüz
den bazı teknik detaylar gözden kaçabiliyor eğer yarış
ve ekipmanlar ile ilgili merak ettikleriniz varsa mesaj atabilirsiniz
severek geri dönüş yaparım. Şimdi sırada fotoğraflar var, iyi
seyirler görüşmek üzere....
|
Zafran Otel |
|
Yarış'tan önceki gün, Furkan, Giray, Alp. |
|
Yağmurdan karlara doğru @furkan Kaplan |
|
Hazindak Yaylası @Furkan Kaplan |
|
@Furkan Kaplan |
|
@Furkan Kaplan |
|
@Furkan Kaplan |
|
Bu yarış biter... @organizasyon |
Alp tebrik ederim iznikten sonra böyle bir maceradan sonra artık sende uslanmaz bir ultracı oldun :) ne kadar şanslıyız ki ülkemizde bu konuda çok zengin daha çok aşacak dağlar ovalar nice ormanlar var sen yeterki iste!Ayderin muhteşem doğasnı ve zorluklarını seninle birlikte yaşamış olduk umarım bir sonraki macerada birlikte yol alırız.
YanıtlaSilTeşekkür ederim abi, beraber koşacağımız ultraları iple çekiyorum...
SilMerhaba, öncelikle katılımınız, olağanüstü, ultra çabalarınız için teşekkür ederim. Doğa her daim son sözü söylüyor, bizlerse deneyim ve tedbirlerimiz ile tekrar başlangıç çizgisine ulaşıyoruz. Kaçkarlar bize müthiş bir macera yaşattı, sonrasında tekrar yeni bir macerada görüşmeyi diliyorum. Antrenmanlara her daim devam. :)
YanıtlaSilNot: Kaleminize, yüreğinize sağlık, Kaçkarlar her defasında yeni yüzleriyle karşılıyor misafirlerini, sürpriz dolu bu ormanı seviyorum. :)
Teşekkür ederim,yeni maceralarda görüşmek üzere...
YanıtlaSil